15 Mayıs 2013 Çarşamba
İngilizce Fıkralar ve Türkçe Anlamları
İNGİLİZCE FIKRALAR VE ANLAMLARI 1
Teacher: Maria please show America on the map.
Öğretmen:Maria haritada Amerikayı göster.
Maria: Here it is.
Maria:İşte burada
Teacher: Good. Then kid, who discovered America?
Öğretmen:Aferin.Şimdi çocuklar,Amerikayı kim buldu?
Class: Maria did ,teacher.
Sınıf:Mariya buldu öğretmenim.
İNGİLİZCE FIKRALAR VE TÜRKÇE ANLAMLARI 2
A Scotsman who was driving home one night, ran into a car driven by an Englishman.
Bir gece evine arabasıyla dönen İskoç bir İngilizin tarafından kullanılan arabaya çarptı.
The Scotsman got out of the car to apologize and offered the Englishman a drink from a bottle of whisky. The Englishman was glad to have a drink.
İskoç özür dilemek için arabasından çıktı ve İngilize yanındanki bir şise viskiden bir içki içmesini teklif etki.
“Go on,” said the Scot, “have another drink.”
“Devam ” dedi İskoç.”Bir tane daha iç”
The Englishman drank gratefully. “But don’t you want one, too?” he asked the Scotsman.
İngiliz memnuniyetle içti.”Ama sende bir tane daha neden içmiyorsun” diye sordu İskoça.
“Perhaps,” replied the Scotsman, “after the police have gone.”
“Belki”diye cevapladı İskoç,”Polis gittikten sonra.”
İNGİLİZCE FIKRA 3
Andy: Aren’t you wearing your wedding ring on the wrong finger?
Andy:Evlilik yüzüğünü yanlış parmağına takmıyormusun?
B: Yes I am, because I married the wrong woman
Berg:Evet takıyorum,çünkü yanlış kadınla evlendim.
İNGİLİZCE TÜRKÇE FIKRALAR - 4
“Am I the first man you have ever loved?” John asked.
“Ben senin aşık olduğun ilk kişimiyim “diye sordu John.
“Of course,” Linda answered “Why do men always ask the same question?”.
“Tabiki”diye cevapladı Linda “Niçin erkekler hep aynı soruyu soruyor?”!
İNGİLİZCE KOMİK FIKRALAR - 5
When I was young I didn’t like going to weddings.
Gençken evlilik törenlerine gitmek istemezdim.
My grandmother would tell me, “You’re next”
Büyükannem “Sıradaki sensin” derdi.
However, she stopped saying it after I started saying the same thing to her at funerals.
Ama cenazelerde ona aynı şeyi söylemeye başladıktan sonra onu demeyi bıraktı.
İNGİLİZCE FIKRALAR VE TÜRKÇELERİ - 6
Ashly: I’m in a big trouble!
Başım büyük belada
Jason: Why is that?
Nedenmiş o?
Ashly: I saw a mouse in my house!
Evimde bir fare gördüm
Jason: Oh, well, all you need to do is use a mouse trap.
Öylemi tüm yapman gereken bir kapan kullanman.
Ashly: I don’t have one.
Yokki kapan
Jason: Well then, buy one.
O zaman bir tane al
Ashly: Can’t afford one.
Param yok alacak.
Jason: I can give you mine if you want.
İstersen benimkini sana verebilirim.
Ashly: That sounds good.
İyi fikir
Jason: All you need to do is just use some cheese in order to make the mouse come to the trap.
Farenin kapana gelmesini sağlamak için tüm yapman gereken sadece biraz peynir kullanman.
Ashly: I don’t have any cheese.
Peynir yokki
Jason: Okay then, take a piece of bread and put a bit of oil in it and put it in the trap.
Taman o zaman bir parça ekmek al ve üstüne biraz yağ dök ve bunu kapana yerleştir.
Ashly: I don’t have oil.
Yağ yokki.
Jason: Well, then put only a small piece of bread.
O zaman sadece bir parça ekmek kullan.
Ashly: I don’t have bread.
Ekmekte yok
Jason: Then what is the mouse doing at your house?!
O zaman farenin evinde ne işi var.
FIKRALAR -7
The First 3 Years of Marriage
Evliliğin ilk üç yılı
In the first year of marriage, the man speaks and the woman listens.
Evliliğin ilk yılında adam konuşur ve kadın dinler.
In the second year, the woman speaks and the man listens.
Evliliğin ikinci yılında kadın konuşur ve adam dinler.
In the third year, they both speak and the neighbors listen
Evliliğin üçüncü yılında her ikiside konuşur ve komşuları dinler.
FIKRALAR 8
A man inserted an ‘ad’ in the classifieds: “Wife wanted”.
Bir adam reklam verdi : “Bayan eş aranıyor.”( karı )
The next day he received a hundred letters. They all said the same thing: “You can have mine.”
Ertesi gün yüzlerce mektup aldı.Hepsi aynı şeyi söylüyordu :”Benimkini alabilirsin.”
İNGİLİZCE FIKRALAR 9
Love is one long sweet dream, but marriage is the alarm clock.
Aşk uzun tatlı bir rüyadır ama evlilik çalar saatdir.
Son bir tane daha …
Two factory workers are talking.
İki fabrika işçisi konuşuyor.
The woman says, “I can make the boss give me the day off.”
Kadın derki “Patronu bana izin vermeye zorlayabilirim.”
The man asks, “And how would you do that?”
Adam sorar ”Bunu nasıl yapacaksın?”
The woman says, “Just wait and see.” She then hangs upside-
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder