1. INTRODUCTION: GİRİŞ
Relative clauses‘a İngilizce’de Adjectival Clauses da denir. Türkçemizdeki sıfat cümleciği tabirinin karşılığı durumundadır. Adından da anlaşılacağı üzere bu cümle (cümle olarak) isimlere (ve de başka cümlelere) sıfatlık yapmaktadır.Güzel elma
sıfat isim
Babamın dün yediği elma
sıfat cümleciği isim
Çocukken karanlık mağaraları girerdik ki çok aptalcaydı.
cümle sıfat cümleciği
Biz bu bölümde daha ziyade isimleri niteleyen relative clause lar üzerinde durup, cümleleri niteleyenlerden de bahsedeceğiz. İngilizcede iki tip relative clause vardır. Şimdi bunları görelim.
2. Defining relative clauses
Bu tip relative claues hangi sorusuna cümle olarak cevap verir. Peşinden gelen ismi niteler. Bu cümlecik olmadığı zaman cümleyi söyleyenin kasdettiği mana anlaşılmaz, cümle yarım olur. Bu haliyle relative clauseiçinde bulunduğu ana cümlenin vazgeçilmez bir unsurudur. Bundan dolayı virgül içinde söylenmez.
Relative clause ana cümle içerisindeki niteleyeceği ismin hemen peşinden gelir ve ondan ( relative clause) sonra ana cümlenin devamı gelir.
İnsanlar niteleneceği zaman relative clause who, whom veya that ile başlar. Nitelenen isim kendisini niteleyen relative clause’un öznesi ise who veya that; nesnesi ise who, whom veya that kullanılır.
3. Relative pronoun who / that as subject
Şimdi relative pronoun’un cümlenin öznesi olduğu durumu inceleyelim.The man who is sitting in the front of the bus is a postman. Otobüsün ön tarafında oturan adam postacıdır.
Bu cümle aslında iki cümlenin birleştirilmiş halidir.
1. The man is a postman.
2. The men is sitting at the front of the bus.
The man / who is sitting in the front of the bus / is a postman.
( the man)
Görüldüğü gibi “who is sitting at the front on the bus” cümlesi bir bütün olarak the man‘ı nitelemekte, ona sıfatlık etmektedir. Birleştirilmiş olan cümlede who, ana cümledeki the man‘in yerine kullanılmaktadır ve sıfat cümlesi olan; who is sitting in the front of the bus cümlesinin öznesi durumundadır. Böyle tip cümlelerde who nun yerine that kullanılabilir. Fakat whom kullanılması mümkün değildir.
The boy wants to see me. Çocuk beni görmek istiyor.
The boy is wearing a red hat. Çocuk kırmızı bir şapka takıyor.
The boy who / that is wearing a red hot wants to see me. Kırmızı bir şapka takan çocuk beni görmek istiyor.
4. Relative pronoun who(m) / that as object
Şimdi de nesne durumunu inceleyelim.The man whom we saw at the park last night is a postman. Dün gece parkta gördüğümüz adam postacıdır.
Bu cümle de iki cümlenin birleştirilmiş halidir.
1. The man is a postman.
2. We saw the man at the park last night.
The man / whom we saw at the park last night / is a postman.
the man
Görüldüğü gibi bu cümlede de whom we saw at the park last night cümlesi bir bütün olarak the man i nitelemekte, ona sıfatlık etmektedir. Birleştirilmiş olan cümlede whom, ana cümledeki the man ın yerine kullanılmakta ve sıfat cümlesi olan whom we saw at the park last night cümlesinin nesnesi durumundadır. Böyle tip cümlelerde whom yerine who veya that kullanılır.
The girl is my friend’s sister. Kız arkadaşımın bacısıdır.
You like the girl very much. Kızı çok beğeniyorsun.
The girl whom / who / that you like very much is my friend’s sister. Çok beğendiğin kız arkadaşımın bacısıdır.
Fakat dikkat edilmesi gereken bir husus vardır:
The man who(m) / that my father is talking to is a postman. Babamın konuştuğu adam postacıdır.
Bu cümle iki cümleden oluşmuştur.
1. The man is a postman.
2. My father is talking to the man.
The man who(m) / that my father is talking to is a postman.
Altı çizili olan preposition gibi başka cümlelerde kullanılan başka preposition’lar da bazen relative clause‘ın bitiminde değil başlangıcında kullanılabilirler. İşte bu durumda sadece whom kullanılır.
The man to whom my father is talking is a postman. Babamın konuştuğu adam postacıdır.
Bu cümlede whom dan önce to gelmiştir. Burada whom yerine who ya da that kullanmak mümkün değildir.
Şimdi bir örnek daha verelim:
The postman is our neighbour. Postacı komşumuzdur.
A dog is running after the postman. Bir köpek postacıyı kovalıyor.
Bu cümleler iki şekilde birleştirilebilir.
The postman who(m) / that a dog is running after is our neighbour.
The postman after whom a dog is running is our neighbour.
Birinci cümlede ister who, ister whom, isterse that kullanılabilir. Fakat ikinci cümlede sadece whom kullanılabilir. who ya da that kullanılmaz.
5. Omission of who(m) / that : “Who(m)” ve “That” olmadan kullanım
Nitelenen ismin kendisini niteleyen cümlenin nesnesi olduğu durumlarda who, whom ve that cümleden çıkartılabilir.The man who (m) / that we saw at the park last night is a postman . = (The man we saw at the park last night
is a postman.)
The man to whom my father is talking is a postman. = (The man my father is talking to is a postman.)
The girl who (m) / that you like very much is my friend’s sister. = (The girl you like very much is my
friend’s sister.)
The postman after whom a dog is running is our neighbour. = (The postman a dog is running after is our
neighbour.)
6. Relative pronoun which / that
Cansızlar ya da hayvanlar niteleneceği zaman relative clause, which ya da that ile başlar. Nitelenen isim kendisini niteleyen cümlenin öznesi ya da nesnesi olsun bir şey farketmez.7. Relative pronoun which / that as subject
Şimdi özne durumunu inceleyelim.
The chair which has very thin legs is very comfortable. Çok ince bacakları olan sandalye çok rahattır.
Bu cümle de iki cümleden oluşmuştur.
1. The chair is very comfortable.
2. The chair has very thin legs.
The chair / which has very thin legs / is very comfortable.
the chair
Görüldüğü gibi which has very thin legs cümlesi bir bütün olarak the chair i niteleyip sıfatlık etmektedir. Birleştirilmiş olan cümlede which ana cümledeki the chair in yerine kullanılmakta ve sıfat cümlesi olan which has very thin legs cümlesinin öznesi olmaktadır. Bu tip cümlelerde which‘in yerine that kullanılabilir.
I want to sit on the chair. Sandalyeye oturmak istiyorum.
The chair is at the corner. Sandalye köşede.
I want to sit on the chair which / that is at the corner. Köşedeki sandalyeye oturmak istiyorum.
8. Relative pronoun which / that as object
Şimdi de nesne durumunu inceleyelim.
The chair which my daughter likes has a very soft cushion. Kızımın sevdiği sandalyenin çok yumuşak minderi var.
Bu cümle de iki cümlenin birleştirilmiş halidir.
1. The chair has a very soft cushion.
2. My daughter likes the chair.
The chair / which my daughter likes / has a very sout cushion.
Görüldüğü gibi bu cümlede de which my daughter likes cümlesi, the chair i nitelemektedir. Birleştirilmiş olan bu cümlede which, ana cümledeki the chair in yerine geçmekte ve sıfat cümlesi olan which my daughter likes ın nesnesi durumundadır. Bu tip cümlelerde which yerine that kullanılabilmektedir.
Şimdi başka bir örnek verelim:
The dog is my friend’s dog.
My brother likes the dog much.
The dog which / that my brother likes much is my friend’s dog.
Fakat burada da dikkat edilmesi gereken bir husus vardır.
The picture which / that we are looking for is very valuable. Aradığımız resim çok değerlidir.
Bu cümlede altı çizili olan preposition gibi başka cümlelerde kullanılan başka prepositionlar da bazen relative clause‘ın bitiminde değil de başlangıcında kullanılabilir. İşte bu durumda sadece which kullanılır, that kullanılmaz.
The picture for which we are looking is very valuable.
Bu cümlede which den önce for gelmiştir. Burada which yerine that kullanmak mümkün değildir.
Şimdi bir başka örnek daha verelim.
They are watching the monkey which / that a dog is barking at. Köpeğin havladığı maymunu seyrediyorlar.
They are watching the monkey at which a dog is barking. Köpeğin havladığı maymunu seyrediyorlar.
Birinci cümlede ister which, ister that kullanılabilir. Fakat ikinci cümlede which yerine that kullanılamaz.
9. Omission of which / that
Nitelenen isim kendisini niteyelen cümlenin nesnesi olduğu durumlarda which veya that cümleden çıkartılabilir.The chair which / that my daughter likes has a very soft cushion. = (The chair my daughter likes has a very soft cushion.)
The dog which / that my brother likes much is my friend’s dog. = (The dog my brother likes much is my friend’s dog. )
The picture for which we are looking is very valuable. = (The picture we are looking for is very valuable.)
10. Relative pronoun “whose”
İnsanlar ya da cansız ve hayvanları, kendilerine ait bir şeyden bahsederek niteleyeceğimiz zaman whose kullanırız.1. The man whose son wants to see you is a friend of mine. Oğlu sizi görmek isteyen adam ( benim ) arkadaşımdır.
2. The policeman whose watch a thief stole last week is very sad. Saatini geçen hafta bir hırzısın çaldığı polis çok üzgündür.
Şimdi bu birleşik cümlelerin, kendilerini oluşturan cümleleri yazalım.
1. The man is a friend of mine. His son wants to see you.
2. The policeman is very sad. A thief stole his watch last week.
3. You can’t sit on the chair whose legs are broken. Ayakları kırık olan sandalyeye oturamazsın.
You can’t sit on the chair. Its legs are broken.
4. The dog whose tail is very long eats more than the others. Kuyruğu uzun olan köpek diğerlerinden daha çok yiyor.
The dog eats more than the others. Its tail is very long.
11. Relative pronoun “where”
Yer isimleri niteleneceği zaman at which veya in which yerine where kullanılabilir.The hotel where the president stays is the most expensive hotel in the city. Başkanın kaldığı otel şehirdeki en pahalı oteldir.
The village where I was born has at least a hundred bouses. Doğduğum köyde en azından yüz tane ev vardır.
Bu iki cümleyi oluşturan cümleleri görelim:
1. The hotel is the most expensive hotel in the city. The presiden stays in that hotel.
2. The village has at least a hundred houses. I was born in that village.
The children are going to build the building where they will have their lessons.
The mosque where my father and I go very often has very high walls and very wide doors.
12. Relative pronoun when
Zaman zarfı niteleneceği zaman on which veya in which yerine when kullanılabilir.In the year when Mehmet the Conqueror liberated Istanbul the Muslims were very happy. Fatih Mehmet’in İstanbul’u fethettiği yılda müslümanlar çok mutluydular.
Monday is the day when are going to meet. Pazartesi buluşacağımız gündür.
13. Relative pronoun “why”
Sebep niteleneceği zaman for which yerine why kullanılabilir.He didn’t tell me the reason why he resigned. Bana istifa etme sebebini söylemedi.
This is the reason why I don’t like him. Ondan hoşlanmamamın sebebi bu.
14. Non – defining relative clauses
Bu tip relative clauses hangi sorusunun cevabını vermez. Bunlar niteledikleri ismi belirtme vazifesi de yapmazlar. Zaten isim bellidir, relative clauses üstlendikleri görev sadece belirli olan ismi biraz daha açıklamak ve daha fazla bilgi vermektir.Non -defining relative clause cümleden çıkarılsa bile cümlenin manası bozulmaz, sadece ek bilgi edinememiş oluruz. Bu yezden non-defining relative clause mutlaka iki virgül arasına alınmak zorundadır. Şimdi aşağıya yazacağımız iki cümleyi inceleyelim. Bu sayede virgülün önemi anlaşılmış olur.
1. The student who don’t want to listen to the teacher are making a lot of noise. Öğretmeni dinlemek istemeyen öğrenciler çok gürültü yapıyor.
Bu cümlede anlaşılan şudur ki: öğrencilerin bazıları öğretmeni dinlemek istemiyorlardır. Fakat öğretmeni dinlemek isteyen de vardır. burada defining relative clause tarafından nitelenen öğrenciler gürültü yapmaktadır. Diğerleri ise gürültü yapmamaktadırlar.
2. The student, who don’t want to listen to the teacher, are making a lot of noise. Öğrenciler ki öğretmeni dinlemek istemiyorlar, çok gürültü yapıyorlar.
Bu cümlede anlaşılan; bütün öğrenciler öğretmeni dinlemek istememektedir ve istisnasız hepsi gürültü yapmaktadır.
Yukarıda da söylendiği gibi non-defining relative clause hangi kişi, hangi şey, hangi yer gibi durumları belirtmemektedir. Yaptığı iş belirli olan, bilinen kişi şey, yer vb. durumlarda fazladan malumat vermemektedir.
My father, who is in Ankara now, is coming tomorrow. Babam, ki şimdi Ankara’da, yarın geliyor.
I used to like my grandfather, who was always kind to me. Çok severdim büyükbabamı, ki bana hep kibar davranmıştır.
The police towed my car, whose tires were flat, to the police station. Polis arabamı, ki tekerlekleri patlaktı, karakola çekti.
The Selimiye, where I’ve prayed many times so far, is the most magnificent mosque in the world. Selimiye, ki orada ben çok defa namaz kıldım, dünyadaki en muhteşem camidir.
Our’s English teacher’s bag, which was stolen yesterday, was in a shop this morning. İngilizce öğretmenimizin çantası, ki dün çalınmıştı, bu sabah bir dükkandaydı.
15. Some, all, …. + of which / whom
Some, all, both, none, either, neither, half gibi kelimelerden sonra ofve relative pronounlardan whom ve which kullanılarak non-defining relative clause’larda nitelenen ismin bir kısmı, tamamı, ikisi,… yarısına değinilebilir...
The players, most of whom played badly, were booed by the fans. Çoğu kötü oynayan oyuncular, taraftarlar tarafından yuhalandı.
The old man sold his books, some of which were hand written. Yaşlı adam bazıları el yazması olan kitaplarını sattı.
Both students, neither of whom studied hard, passed the test. Pek fazla çalışmayan iki öğrenci de imtihanda başarılı oldu.
16. Co-ordinate relative clauses:
Cümlenin tamamını niteleyen sıfat cümlecikleriNon-defining relative clause’larda relative clause bir önceki cümleciğin tamamını nitelerler. Bu tür cümlelerde which kaldırılıp yerine and this getirilebilir veya nokta konup this ile yeni bir cümleye başlanabilir.
We used to go into dark caves when we were children, which was very stupid. Çocukken karanlık mağaralara girerdik, ki bu çok aptalcaydı.
My teacher lent me some money, pleased me a lot. Öğretmenim bana borç para verdi, ki bu beni çok memun etti.
…
It was raining heavily, which made it difficult to walk. Şiddetli bir yağmur yağıyordu, ki bu yürümeyi zorlaştırıyordu.
17. What clauses
What kullanılarak kurulan cümlecikler relative clause’lardan biraz farklıdır. What aslında nitelenen ismi de içinde ihtiva eder ve the thing which veya the things which anlamındadır. What clause‘larda hem özne hem de nesne olarak kullanılabilirler.Önce iki ayrı cümlede verip bunların what ile birleştirilmiş halini görelim.
He bought something. It was very expensive. O bir şey satın aldı. O çok pahalıydı.
What he bought was very expensive. Onun satın aldığı şey çok pahalıydı.
Şimdi birkaç örnek daha verelim.
What he said surprised me. Onun dedikleri beni şaşırttı.
What we saw last night was terrible. Dün gece gördüklerimiz korkunçtu.
They don’t understand what he says. Onun dediğini anlamıyorlar.
I found what I wanted. Aradığımı buldum.
Was what he said interesting? Onun söylediği şeyler ilginç miydi?
Did what I did annoy them? Benim yaptıklarım onları kızdırdı mı?
He didn’t want to listen to what I said. Benim dediklerimi dinlemek istemedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder