12 Mayıs 2013 Pazar

İNGİLİCE GÜNLÜK KONUŞMALAR



GÜNLÜK KONUŞMADA KULLANILAN CÜMLE YAPILARI

When can we meet again, Ahmet?

Ahmet, tekrar ne zaman buluşabiliriz?
Can we have lunch together?
Öğleyin beraber yiyebilir miyiz?
Would you like a cup of tea or coffee?
Bir fincan çay mı yoksa kahve mi istersiniz?
Would you like some more cake?
Biraz daha pasta ister misin?
I'm very hungry.
Çok açım.
I'm on a diet.
Perhizdeyim.
It is very easy.
Çok kolaydır.
I would like to try it.
Onu denemek istiyorum.
I was very sorry when I heard it.
Duyunca çok üzüldüm.
Poor Fatma!
Zavallı Fatma!
My husband will come home early this evening.
Kocam bu akşam eve erken gelecek.
Perhaps we could go shopping together.
Belki beraber alışverişe gidebiliriz.
You must give up smoking, it's harmful for you health.
Sigara içmeyi bırakmalısın, sağlığın için zararlı.
Would you like some more tea, some more cake?
Biraz daha çay, biraz daha pasta ister misiniz?
Dinner is ready.
Yemek hazır.
Could you pass the bread, please, Fatma?
Lütfen, ekmeği uzatır mısın Fatma?
Pass me the salt, please, Ahmet.
Ahmet, bana tuzu ver, lütfen.
Please, can you pass me the salad, Ahmet?
Ahmet, bana salatayı uzatabilir misin lüften?
Fatma, would you like some more chicken or vegatables.
Fatma biraz daha tavuk veya sebze ister misin?
Can you pass me the sugar, please, Canan?
Canan, lütfen bana şekeri uzatabilir misin?
Pass me the salt, the bread, please.
Bana tuzu, ekmeği uzatır mısın lütfen?
I'm glad you liked it.
Beğendiğinize memnun oldum.
Can I help you, madam?
Size yardım edebilir miyim, bayan?
I want to buy a dress for myself?
Kendim için bir elbise almak istiyorum.
How much does it cost?
Fiyatı ne kadar?
Would you like anything else, Sir?
Başka bir şey istiyor musunuz, efendim?
Are they comfortable, Sir?
Onlar rahat mıdır, efendim?
I won't buy anything else either.
Ben de başka bir şey almayacağım.
I want 2 kilos of apples and a kilo of bananas.
2 kilo elma ve bir kilo muz istiyorum.
How much is a kilo of pears?
Bir kilo armut ne kadar?
440 liras per kilo, madam.
Kilosu 440 lira, hanımefendi.
Strawberries are not in season yet.
Henüz çileğin mevsimi değil.
I want to buy an interesting book for my friend.
Arkadaşım için ilginç bir kitap almak istiyorum.
What would you recommend?
Ne tavsiye edersiniz?
Would you like a detective story or a novel?
Dedetif hikayesi mi yoksa bir roman mı istersiniz?
Who are your favourite authors?
En sevdiğiniz yazarlar kimlerdir?
How much does this book cost?
Bu kitabın fiyatı ne kadar?
I enjoyed this book very much, would you like to read it?
Ben bu kitabı çok beğendim, okumak ister misin?
I'll do my best to find you a copy of this book.
Sana bu kitabın bir nüshasını bulmak için elimden geleni yapacağım.
What a pity, we missed that film.
Ne yazık, biz o filmi kaçırdık.
I want to have it repaired.
Onu tamir ettirmek istiyorum.
Can you repair it?
Tamir edebilir misiniz?
How much will it cost?
Ne fiyata olur?
I'm planning to go to London on the 10th of March.
10 Mart'ta Londra'ya gitmeyi tasarlıyorum.
Please, extinguish your cigarettes.
Lütfen, sigaralarınızı söndürün.
Any time you like.
Ne zaman isterseniz
Call on us any time you like.
İstediğiniz zaman bize gelin.
Did you think about the details of your trip?
Seyahatinizin ayrıntıları hakkında düşündünüz mü?
My parents left for İzmir yesterday evening.
Annem ve babam dün akşam İzmir'e gittiler.
We hope to see you again.
Sizi tekrar görmeyi umut ediyoruz.
Anything else?
Başka bir şey?
How much do I owe you?
Borcum ne kadar?
It's about 300 metres from here.
Buradan yaklaşık 300 metre.
How long will it take?
Ne kadar sürer?
What time does the first train leave?
İlk tren saat kaçta hareket ediyor?
Why is the train so late?
Tren neden bu kadar gecikti?
I'll help you with pleasure.
Size memnuniyetle yardım edeceğim.
Does this bus go to the station?
Bu otobüs istasyona gider mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Blogda Ara