SIFATLARIN, ZARFLARIN VE İSİMLERİN KARŞILAŞTIRILMASI
İngilizcede de Türkçedeki gibi “daha” , “en” ve “kadar” şeklinde karşılaştırmalar yapılmaktadır. Bunlar comparative ve superlative olarak tanımlanırlar.Üç şekilde karşılaştırma vardır: İsimlerle olan karşılaştırmalar, sıfatlarla olan karşılaştırmalar ve zarflarla olan karşılaştırmalar.
1. Comparison of nouns: İsimlerin karşılaştırılması
Bir şey kadar bir şey diyeceğimiz zaman as … as kalıbıyla anlatılır. “kadar çok” diyeceğimiz zaman eğer isim sayılabilen isimse as many … as şeklinde anlatılır. Eğer isim sayılamayan isimse as much … as şeklinde anlatırız.örneklere bakalım.
There is as much milk in the bottle as in the glass. Şişede bardaktaki kadar süt var.
A small boy can’t eat as many apples as a man (does). Küçük bir çocuk, bir adam kadar çok elma yiyemez.
There were as many pencils as pens in my father’s shop last week. Geçen hafta babamın dükkanında dolmakalem kadar kurşun kalem vardı.
Does a cat drink as much water as a tiger? Kedi kaplan kadar su içer mi?
- “kadar az” demek istediğimiz zaman eğer isim sayılabilen isimse as few … as, eğer sayılamayan isimse as little … as şeklinde anlatırız.
They ate as few cakes at the party as they did at home. Partide evdeki kadar az kek yediler.
- Bir de sıfatların isim halleri ile yapılan denkleştirme türünde olan mukayeseler ” the same .. as ” şeklinde yapılır.
Their newborn baby has the same weight as my one-year-old son. Yeni doğan bebekleri, bir yaşındaki oğlumla aynı ağırlıkta.
- İsimler kullanarak daha çok demek istediğimiz zaman more … than kalıbını kullanırız. İsim sayılabilen veya sayılamayan olsun farketmez.
There is more honey than jam in the refrigerator. Buzdolabında reçelden daha çok bal var.
My father drinks more tea than anyone else in the family. Babam ailedeki diğer herkesten daha fazla çay içer.
My younger daughter eats more vegetables than her elder sister. Küçük kızım ablasından daha fazla sebze yer.
- İsimler kullanılarak daha az demek istediğimiz zaman iki tür karşımıza çıkar. Eğer sayılabilen isim kullanıyorsak fewer … than kalıbını kullanırız.
- Eğer sayılamayan isim kullanıyorsak less … than kalıbını kullanırız.
There was less pollution in the past than in present in Turkey. Türkiye’de eskiden şimdikinden daha az kirlilik vardı.
Women wear out fewer shoes than men (do). Kadınlar erkeklerden daha az ayakkabı eskitirler.
Men spend less money than women on clothes. Erkekler giyime kadınlardan daha az para harcarlar.
- İsimler kullanarak en çok demek istediğimiz zaman the most … kalıbını kullanırız. İsim sayılabilen ya da sayılamayan olsun farketmez.
Vehbi Koç has got the most money in Turkey. Türkiye’de en çok paraya Vehbi Koç sahiptir.
- İsimler kullanılarak daha az demek istediğimiz zaman yine karşımıza iki tür ifade şekli çıkar. Sayılabilen isimlerle the fewest kalıbını kullanırız. Sayılamayan isimlerle ise the least kalıbını kullanırız.
My mother reads the fewest books in the family. Ailede en az kitabı annem okur.
2. Comparison of Adjectives : Sıfatların karşılaştırılması
Sıfatlar kullanılarak kadar türünde kıyaslama yapacağımız zaman as … as kalıbını kullanırız.This dictionary is as small as a booklet. Bu sözlük bir kitapçık kadar küçüktür.
Old cars were as comfortable as modern cars. Eski arabalar modern arabalar kadar konforluydu.
- Sıfatlar kullanarak daha türünde kıyaslama yapacağımız zaman dikkat edilmesi gereken husus şudur:
Women are generally shorter than men. Kadınlar genellikle erkeklerden kısa olurlar.
B) İkiden fazla heceli sıfatlarda more kelimesi sıfatlardan önce getirilir.
Her new dress is more beautiful than her old one. Yeni elbisesi eskisinden daha güzel.
Nowadays cities and towns are more attractive than villages. Şehirler ve kasabalar günümüzde köylerden daha çekicidirler.
C) İki heceli sıfatların bazılarına -er takısı eklenir, bazılarından önce ise more kelimesi getirilir. Bu hususa şöyle bir izah getirelim.
a) Sonunda -y harfi bulunan sıfatlar -er takısı alır -y -ie‘ye dönüşür.
In India cows are holier than any other animals. Hindistanda inekler başka her hayvandan daha kutsaldır.
English is easier than French. İngilizce Fransızcadan daha kolaydır.
b) Birçok iki heceli sıfattan önce more kelimesi getirilir.
Some films are more boring than others. Bazı filmler diğerlerinden daha sıkıcıdır.
That small boy’s life is more tragic than his father’s. O küçük çocuğun yaşantısı babasınınkinden daha acıklı.
I am more doubtful nowaday than I used to. Bugünlerde eskisinden daha çok şüpheciyim.
- More and more ve -er and -er kalıbı kullanılarak gittikçe artan veya azalan işler anlatılabilir.
Life is getting more and more difficult. Hayat gittikçe zorlaşıyor.
The smell became nicer and nicer. Koku gittikçe güzelleşti.
3. The more … the more
The more … the more … kalıbı iki şeyin birbirini etkilediği durumları, bir şey değiştiğinde, diğer şeyin de değiştiğini anlatmada kullanılır.Örnekler
The more you work, the more you earn. Çalıştıkça kazanırsınız. ( Ne kadar çok çalışırsanız, o kadar çok kazanırsınız.)
The more you earn, the more you want. Kazandıkça daha çok istersiniz. ( Ne kadar çok kazanırsanız o kadar çok istersiniz.)
The faster he ran, the more tired he became. Hızlı koştukça yoruldu.
The larger the house is, the better. Ev ne kadar büyük olursa o kadar iyi olur.
The sooner, the better. Ne kadar çabuk olursanız o kadar iyi olur.
The faster you write, the more illegible your writing will be. Ne kadar hızlı yazarsan, yazın o kadar okunaksız alur. ( Hızlı yazdıkça yazın okunaksızlaşır.)
The more a scientist studies the universe the better her understands the Koran. Bir bilim adamı kainatı ne kadar çok incelerse Kur’anı o kadar iyi anlar.
Son olarak ber İngiliz atasözünü örnek olarak verelim.
A woman, a dog and a walnut tree,The more you beat them, the better they be. Bir kadın, bir köpek ve bir ceviz ağacı, bunları ne kadar çok döversen o kadar iyi olurlar.
- Bazı iki heceli sıfatlarla hem -er takısı eklenerek ve hem de başına more kelimesi getirilerek kıyaslama yapılabilir. Bunlar -ow, -er ve -le heceleriyle biten sıfatlar ile, handsome, polite, tired, quiet, pleasant, stupid, cruel, wicked, common kelimeleridir.
Television is commoner / more common than radio today. Bugün televizyon radyodan daha yaygındır.
Mukayese yaparken yukarıda bahsedilen kurallar en yaygın olan halleridir ve istisnalar kaideyi bozmaz sözü hiçbir zaman unutulmamalıdır.
- Daha türünde olan kıyaslamalarda kıyaslanan ikinci isim sıfattan sonra geliyorsa mutlaka than kullanılmalıdır. İkinci isim yoksa than kullanılmaz.
My brother is tall but I am taller. Kardeşim uzundur ama ben daha uzunum.
- Daha türünden yani more veya -er ile karşılaştırma yaparken sıfat ve zarflardan önce bazı niteleyici kelimeler de gelebilir. Bu niteleyici kelimelerin en çok kullanılanları şunlardır:
much ; far ; a lot; lots ( çok )
somewhat; rather ( bir miktar, biraz )
even ( da )
Örnekler.
This book is more expensive that that one. Bu kitap şu kitaptan daha pahalıdır.
She runs much faster than me. Benden çok daha hızlı koşar.
He is far better than me. O benden çok daha iyidir.
He was even more surprised when he saw me. Beni görünce daha da şaşırdı.
He drives a lot more carefully then he used to. O eskisinden çok daha dikkatli araba kullanıyor.
E) Sıfatlar kullanarak “en” türünden kıyaslama yaparken ‘( daha türünden kıyaslamalarda olanlara aynen uyan ) de dikkat edilmesi gereken hususlar vardır:
1. Bir heceli sıfatlara “-est” eklenir.
That man is the fattest man I have ever seen. Şu adam şimdiye kadar gördüğüm en şişman adamdır.This is the cheapest raincoat in my shop. Bu dükkandaki en ucuz yağmurluktur.
2. İkiden fazla heceli sıfatlarda “most” kelimesi sıfatlardan önce getirilir.
The armchair is the most comfortable piece of furniture in the room. Koltuk odadaki en konforlu mobilyadır.
Her story is the most unbelievable one I’ve ever heard. Onun hikayesi (anlattıkları) şimdiye kadar duyduğum en inanılmaz olandır.
3. İki heceli sıfatların bazılarına “-est” takısı eklenir, bazılarından önce ise most kelimesi getirilir.
İzahı şöyledir:
a) Sonunda “-y” harfi bulunan sıftlar “-est” takısı alır, “-y” ise “-ie”‘ye dönüşür.
In my class the prettiest girl is Ayşe. Sınıfımda en güzel kız Ayşe’dir.
Chimpanzee is the happiest animal in the National Park. Şempanze Milli Park’taki en mutlu hayvandır.
b) İki heceli sıfatların çoğunun önüne “most” kelimesi getirilir.
The Prophet Muhammed (P.B.U.H) had the most exact memory. He never forgot anything. Peygamber Muhammed (S.A.V) en kesin ve kati hafızaya sahipti. Hiçbir şeyi unutmazdı.
The questions in the examination were the most obscure I’ve ever answered. İmtihandaki sorular hayatımda cevapladığım en anlaşılmaz sorulardı.
c) Bazı iki heceli sıfatlarla hem -est takısı eklenerek ve hem de başına most kelimesi getirilerek kıyaslama yapılabilir. Bunlar -ow, -er ve -le heceleriyle biten sıfatlar ile, handsome, polite, tired, quiet, pleasant, stupid, cruel, wicked, common kelimeleridir.
The poor woman has the hollowest cheeks I’ve ever seen.
most hollow
Fakir yaşlı kadın hayatımda gördüğüm en çökük yanaklara sahip.
The apricot tree is the gentlest tree in my garden.
most gentle
Kayısı ağacı bahçemdeki en nazik ağaçtır.
“En” türünden olan kıyaslamalarda sıfattan önce the veya my, his türünden belirleyiciler getirilmelidir.
4. Irregular adjectives : Düzensiz sıfatlar
Şimdiye kadar bahsediln kuralların hiçbirine uymayan ve tamamen kuralsız bir biçimde işlem gören sıfatlar vardır ve bunlar tamamen ezberlenmelidir.sıfat | daha hali | en hali |
good(iyi) | better ( daha iyi) | the best(en iyi) |
bad(kötü) | worse | the worst |
little(az) | less | the least |
many(çok) much(çok) |
more | the most |
far(uzak) ( ileri seviye) |
further farther |
the furthest ( zaman ve mesafe) the farthest (mesafe) |
old ( yaşlı) (eski) |
older elder |
the oldest (insanlar ve nesneler) the eldest (insanlar) |
Her dresses are better then her sister’s. Onun elbiseleri kız kardeşininkinden daha güzel.
There was a bad cook in the fastory last year. But this cook is worse than him. Fabrikada geçen yıl kötü bir aşçı vardı. Fakat bu aşçı ondan daha kötü.
Elder ve the eldest daha ziyade aile içerisindeki mukayaselerde kullanılır.
My elder brother is Ahmet. Büyük kardeşim Ahmet’tir.
Ayşe is her eldest niece. Ayşe en büyük yeğenidir.
****elder, than ile kullanılmaz.
Ahmet is elder than Hasan. ( yanlış)
Ahmet is older than Hasan. (doğru)
5. Comparison of Adversb: Zarfların karşılaştırılması
Kadar şeklinde kıyaslama sıfatlarda olduğu gibi as … as ile yapılır.A dog can’t run as fast as a horse. Köpek bir at kadar hızlı koşamaz.
Our math teacher drives as carefully as a professional driver. Matamatik öğretmenimiz profesyonel bir sürücü kadar dikkatli araba kullanır.
“Daha” şeklinde kıyaslama yapacağımız zaman:
A) İki veya daha fazla heceli zarfların önüne “more” kelimesi getirilir.The accused spoke more patiently than the lawyer. Zanlı avukattan daha sabırlı konuştu.
The thief left the house more quietly than I expected. Hırsız evi umduğumdan daha sessiz bir şekilde terketti.
B) Tek heceli zarflar ve “early” “-er” takısı alır.
A dog eats faster than a cat. Köpek kediden daha hızlı yer.
I got up earlier that morning than this morning. O sabah bu sabahtan daha erken kalkmıştım.
My grandfather works harder than I (do). Büyükbabam benden daha çok çalışır.
“En” şeklinde yapacağımız kıyaslamalarda da:
A) İki ve daha fazla heceli zarfların önüne “the most” kelimesi getirilir.My sister reads the most carefully of all her friends. Kız kardeşim arkadaşlarının içinde en dikkatli okuyandır.
Ali writes the most quickly of all the students. Ali bütün öğrenciler içinde en hızlı yazandır.
B) Tek heceli zarflar ve “early” “-est” takısı alır.
A rabbit runs the fastest of all the animals in the forest. Tavşan ormandaki hayvanların en hızlı koşanıdır.
The youngest boy woke the earliest in the family. En küçük çocuk ailede en erken uyandı.
6. Irregular Adverbs : Düzensiz zarflar
Yukarıda bahsedilen kurallara uymayan ve tamamen kural dışı kıyaslama halleri olan zarflar vardır. Bunlar ezberlenmelidir.zarf | daha | en |
well | better | the best |
badly | worse | the worst |
late | later | the latest |
little | less | the least |
much | more | the most |
far | farther further |
the farthest (mesafeler için) the furthest ( mesafe, zaman ve soyut manalar için ) |
The cow drinks more than the sheep, but the camel drinks the most of all. İnek koyundan çok içer fakat deve hepsinin çok içenidir.
My brother cooks badly. Kardeşim kötü yemek pişirir.
I cook worse than him. Ben ondan daha kötü pişiririm.
My father cooks the worst of us. Babam en kötü pişirenimizdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder